Ana Sayfa Köşe yazıları Uzun Yolda Hangi 250cc’yi Seçmeliyim?

Uzun Yolda Hangi 250cc’yi Seçmeliyim?

5
1889
blank

İlk motosikletiniz olarak seçtiğiniz bir 250cc ise eğitim alıp başlamak en iyisidir, zaten sizde almadan önce bu konuda araştırma yapmışsınızdır. Araştırırken bir çok yazıya denk gelenler için şöyle bir uyarım olacak. Tek bir yazı okuyarak karar almayın. Rahat kullanımı olan, parçası kolay bulunan bir kaç model üzerinde araştırma yapın. Aşağıdaki bilinen motosiklet modellerine bakmayı ihmal etmeyin.

– Suzuki GW 250 Inazuma
– Yamaha YZF R25
– Yamaha XMAX 250
– Honda CBR 250R
– Yamaha MT 25
– Benelli TNT 250

Bisiklet dengeniz yoksa, motosiklette denge kurmak daha zor olacaktır. Bu yüzden ilk önce bisiklette dengeye alışın sonra motosiklet eğitimi alın, bu eğitim her zaman çok önemlidir. Üstte yazdığımıza geri dönmüş oluyoruz ama bunu tekrarlamak gerekiyor. Arkadaştan öğrenmek yetmez, kulaktan duymak yetmez, youtube’dan seyretmekle olmaz.

Gelelim uzun yol için alacağınız modellere,

İlk önce Suzuki GW 250 Inazuma ile başlayalım.

suzuki gw250 inazuma

Naked sevmeyenler bundan pek hoşlanmazlar. Spor olmasın rahat, dik oturuş pozisyonu olsun ama çıplak da olmasın grenajı yine olsun diyenler için düşünülmüş bir model yapmışlar. Kullanımı gayet başarılı, ayrıca sağlam bir modeldir. Parçaları ise diğerlerine göre uygun fiyatlı sayılır. Rakipleri yepyeni modeller piyasaya sürerken Suzuki pek oralı olmamıştır fakat bu çıktı çıkalı honda ile yamaha buna rakip yeni modeller çıkartmaya başladı. Yakıt ortalaması ise bir çoğuna göre iyidir. Kronik sorunlarına ise kullanıcılardan bilgi almak yararlı olacaktır.

 

İkinci bakacağımız model ise Yamaha YZF R25

yamaha yzf r25 p3

Çok kişi tasarımı ile olay yaratan, 600cc kullanıyormuş hissi olan bu motora büyük yakınlık duydu. Bir kaç sorunu olduğu tespit edildi fakat yamaha geri çağırma yaparak müşteri memnuniyetlerini sağladı. Çift silindir motoruyla Honda CBR250’den 9 beygir daha güçlü olması onu yolların kralı yaptı. Hala çok tutan bir model, fakat ilk motor olarak alacaksan Yamaha görünüşü ile gidişi arasında agresiflik gösteren bir yapıya sahip olduğunu bilmelisiniz. Dizayn, gösteriş, kullanım gibi özellikleri yanı sıra pahalı parçaları ile bakım maliyetlerini de düşünmelisiniz. Genel sürüş özellikleri ise ben uzun yolda seni üzmem dedirtecektir. Fakat spor oturuşu ile uzun yolda bel ağrıtan bir yapıya sahip. Yani Türkiye’yi gezeceğim, çoğunlukla şehirdışı kullanacağım diyorsanız, bu modeli almayın diyebiliriz.

Yamaha XMAX 250 ile yollar sizin, bu model yamaha’nın lider modellerindendir.

Yamaha X-MAX 250 MOMODESIGN
Yamaha X-MAX 250

İlk çıktığında transformers modeli yapısı, çekiciliğine hayran kalanlar tarafından çok sahiplenilmesi ile satış rakamlarında lider olmasını sağladı. Küçük lastik boyutları, sert süspansiyonları yüzünden değiştirenler olsa da hala beğenilen bir model. Artıları ise uzun yolda hiç üzmemesi, oturuş biçimi sayesinde bel ağrıtmaması, bagaj büyüklüğü, arka yolcu koltuğu genişliği ile kendini yenileyen bir model haline geldi. 300cc ile 400cc seçeneğinden burada söz etmiyorum. Fiyatları el yakan cinsten, bakım maliyetleri konusunda ise biraz zorluyor. Sık bakım aralıkları ise biraz sıkıntılı. Ama yağ değiştirip deam etmenizde bir sakınca yok. Şehiriçi e şehirdışı kullanımı için Yamaha XMAX 250 mükemmel bir seçenektir. Artçı ile gideceğiniz uzun yolda size sıkıntı çıkartmayacaktır. Hatta arkadaki arkadaşınız, eşiniz, kız arkadaşınız yolu hissetmeyecektir.

Honda CBR 250R ise yılların değişmez modelidir.

honda-cbr-250r
honda-cbr-250r

Tamam bir kaç değişiklik yapıldı ama bu model klasikleşmiş bir tarz ile sizi tarifsiz bir sürüş duygusuna itecektir. Bu modelde ikinci el alımlarında kaza ile hasar kaydına dikkatlice bakmanızı öneririz. Yukarıda yazdığımız gibi Yamaha R25 bu modelden 9 beygir daha güçlü ama ikiside uzun yolda sorun çıkartmayacaktır. Fakat sürekli uzun yola giden bir sürücü iseniz bu modeli önermiyoruz. Çok yenilenme geçirdi ama hep liderlik misyonunu elinde tuttu. 250RR modeli ise ülkemize emisyon değerlerinden dolayı bir türlü gelemedi. Yapısı ile tok görünüşü ile hep ilgi çekti. 600cc görünümü olması bu modeli daha çekici kılıyor. Tek silindirli, sıvı soğutmalı, 4 zamanlı, 4 valfli, 249.4 cc’lik motor 8.500 d/d’da 26 bg ve 7.000 d/d’da 22,9 nm güç üretiyor. Motorun çap strok değerleri 76x55mm; sıkıştırma oranı ise 10.7:1. 2030 mm uzunluğa, 709,5mm genişliğe, 1127mm yüksekliğe ve 1369mm tekerlek arası mesafeye sahip olan motorun yerden yüksekliği 148mm ve sele yüksekliği ise 784mm. lastik abatları ise ön: 110/70-17mc ve arka: 140/70-17mc. ön disk 296mm, arka ise 220mm büyüklüğünde. Kombine abs opsiyonel olarak sunuluyor.

Yamaha MT 25‘den söz ederken agresif, güçlü, aslında deli bir makinadan bahsediyoruz.

yamaha mt

Özellikleri ise görünüşünün yanında büyük çekicilik içeriyor. Renk seçenekleri çıktıkça bazı arkadaşların beğenisini yitirmiş görünüyor. Karenajsız, daha alçak seleli, daha rahat ve dik oturuş pozisyonlu, görünüm olarak mt serisinin tüm cazibesine sahip motor. Mt 07 ile MT 09 onun büyük abileri. Uzun boylu, iri yapılı ve motora yeni başlayacak insanlar için iyi bir başlangıç ve devam motoru olabileceğini düşündürten makine; tabiki bir 250’lik için hayli hayli hızlı olan, KTM Duke’ten en büyük avantajı daha yapılı ve güzel durması. Duke büyük biri iseniz altınızda kaybolabilecek bir “pinprikli” motor. MT-25 ise lastikleri kalın olsa bir 600’lük gibi duruyor. iyi dizginlemesini bilecek için sorun yaratmayacakTIR, küçük bir at!a sahip olmak diyebiliriz. Özellikle “ben motora başlamak istiyorum” hemde zırt pırt motor değiştiremek istemiyorum, bir süre bineceğim ve “altımda çirkin durmasın istiyorum” diyenler için güzel bir seçimdir. MT-25 muhtemelen gidon turu az olduğu için manevralarda sorun yaşayacağınızı bilmenizde yarar görüyoruz. Güzel bir uzun yol motoru olacaktır.

Benelli TNT 250 piyasada kendine güzel bir yer edindi.

benelli tnt 25

İtalyan markası alttan alttan piyasayı ele geçirmeye başlıyor. Sakin, sakin hemde derinden geliyor. Hissettirmeden kendine bir hayran kitlesi oluşturdu. 302, 502, 752 derken daha agresif modellerini çıkartmaya başladı. Sanki Aprilia’nın 1990 yıllarında yurdumuza girişini hatılatıyor gibi geldi. Ama Aprilia bir türlü ülkemizde kendini bir türlü tanıtamamıştı. Neyse modele dönecek olursak, detay bilgiler ekleyeyim.

  • 12000 km kadar kullanmış olduğum eski motorumdur.
  • muadilleri arasında en heybetli görünüşe sahip olan makinedir.
  • orijinal egzosuyla bile sesi 250 değil de 600 cc lik gibi çıkar.
  • sıralı çift silindirleri ile titreşimsiz çalışır.
  • belirgin italyan çizgileri ile büyük beğeni toplamış, sıradışı bir tasarıma sahiptir.
  • konforlu selesiyle rahat bir sürüş sağlar.
  • 190 kg ağırlığı sebebiyle güzel ivmelenemez ama 160 km/saat hızlara çıkabilir.
  • abs’si yoktur ancak ön ve arkada çelik fren hortumları kullanılmıştır. frenlerinin güzel olduğu söylenebilir.
  • Beraberinde gelen lastikler çok kötüdür, değiştirilmesi gerekmektedir. Bu motor tüm dünyaya 160/60-17 arka tekerle giderken türkiye’ye 140/60-17 arka tekerle gelmektedir.
  • Yakıt tüketimi konusunda beklenenden biraz fazla tükettiği söylenebilir. 0.30 kuruş kadar
  • servis, bakımı ile sizi üzme ihtimali oldukça yüksektir. Motoru satma nedenlerinizden olabilir.
  • Çıplak tasarımı sebebiyle rüzgarın olumsuz etkilerine aşırı derecede fazla maruz bırakır ama bu durum tüm naked makineler için geçerlidir zaten.
  • MT07’nin altında kalmayan ölçülere ve ağırlığa sahiptir. Başlangıç motoru olarak tercih edilmemelidir. Sizi zorlar.
  • Satarken çok zorlanırım diye düşünmüştüm ama bir hafta içerisinde elimden çıkarmayı başardım.
  • 1000 km kadar da tek silindirli versiyonu olan tnt 25’i kullandım. İki motor arasında dağlar kadar fark olduğunu söyleyebilirim. Aradaki tek farkın tek silindir sebebiyle ortaya çıkan titreşim problemi olduğunu düşünerek tnt 25’i tercih eden fena halde yanılır.

Uzun yol için ideal bulduğum bir modeldir.

 

5 YORUMLAR