Giriş Yap



Böbrek Hastalığından Korunmak İçin 8 Altın Kural

houston back pain

Böbrekleri korumak için motorcuların yapabileceği iki şey var, sarsıntıyı engellemek ve soğuktan korumak. Bunun en kolay yolu Bellik takarak bu iki olası durumu engellemek mümkün. Bunun dışındaki etkenler için aşağıdakilere dikkat edebilirsiniz.

BÖBREK HASTALIĞINDAN KORUNMAK İÇİN 8 ALTIN KURAL

Halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, kas krampları, bacak, ayak bilekleri ve göz kapaklarında şişlikler… Tüm dünyada görülme sıklığı giderek artan böbrek hastalıkları, farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Ancak böbrek yetmezliği ileri aşamaya gelinceye kadar hastaların önemli bir kısmında herhangi bir şikayet oluşmayabiliyor. Bu nedenle böbrek hastalığı açısından risk altında olanların düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları büyük önem taşıyor.

Diyabetiniz var mı? Kan basıncınız yüksek mi? Kalp hastası mısınız? Ailenizde böbrek hastası var mı? Kilonuz fazla mı? Sigara içiyor musunuz? Yaşınız 60’dan büyük mü? Bu sorulardan en az birisine yanıtınız evet ise, kronik böbrek hastalığı için risk altındasınız. Kronik böbrek hastalığından korunmak için 8 altın kural:

* Düzenli egzersiz yapın.

* Sağlıklı beslenin ve vücut ağırlığınızı koruyun.

* Tuzu azaltın.

* Yeterli sıvı alın.

* Sigara içmeyin.

* Ağrı kesici ilaçlardan kaçının.

* Kan basıncınızı ve kan şekerinizi düzenli olarak ölçtürün.

* Risk grubunda iseniz böbreklerinizi düzenli olarak kontrol ettirin. Sağlıklı yaşam için böbreklerinizi koruyunuz” ifadelerini kullandı.

HASTALIĞIN İLERLEMESİNİ DURDURMAK İÇİN…

1. Kan basıncının kontrolü: Kan basıncı yüksekliği böbrek yetmezliğine yol açabileceği gibi; hipertansiyon böbrek hastalığının bir bulgusu olarak da karşımıza çıkabilir. Kan basıncının iyi kontrol edilememesi böbrek hastalığını hızlandırır.

2. Şeker hastası olanların kan şekerinin kontrolü: Diyabet, ülkemizde diyaliz hastalarında böbrek yetmezliğinin en sık görülen nedenidir. Kan şekerinin iyi kontrolü böbrek hastalığının gelişmesini engelleyebilir.

3. Tuz alımının azaltılması: Türkiye’de Avrupa ülkelerine göre 3 kat fazla tuz tüketilmektedir. Tuzun fazla kullanılması hipertansiyona, ödeme ve böbreğin olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır.

4. Bilinçsiz ilaç tüketimi: Böbrek hastaları özellikle romatizmal ağrı kesicilerden kaçınmalıdır. Romatizmal ağrı kesiciler, radyolojik görüntüleme için kullanılan ilaçlar ve bazı antibiyotikler böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

5. Düzenli nefrolog takibi: Böbrek hastalarının düzenli hekim kontrollerini yaptırmaları, hastalığın erken tanısı, ilerlemesinin yavaşlatılması veya geriletilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Böbrek sağlığı için en ideal 15 besin

Böbreklerin işlevlerinden ziyade vücuda sağladığı faydalar saymakla bitmiyor. Söz konusu böylesine hayati bir organ olan böbrekleri hayat boyu korumak ve onların sağlıklı kalmasını sağlamanın önemine değinen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu “Ayrıca böbreklerimiz, tansiyonu düzenleyen hormonlar (renin, anjiotensin gibi) ile kemik iliğinde alyuvar yapımını uyaran hormonu (eritropoietin) üretiyor; kalsiyum ve kemik metabolizmasını düzenleyen D vitaminini aktif hale getiriyor; kan şeker düzeyini ayarlayan insülin hormonu işlevini tamamladıktan sonra böbreklerde yıkılıyor. Sonuç olarak böbrekler, vücudumuzun sağlıklı bir şekilde ayakta kalabilmesi için hayati önem taşıyan görevlere sahip. Bu nedenle vücudumuzun bu doğal koruma mekanizmasını, dolayısıyla sağlığımızı korumak için önlemler almalıyız” dedi ve önemli uyarılarda bulundu…

DİYABET HASTALARI ÖZELLİKLE DİKKAT ETMELİ

Yürüyüş, hafif koşu, bisiklete binmek gibi egzersizleri düzenli olarak yapan kişiler, hem dinç bir bedene sahip olup, hem de fazla kilolardan kurtulur. Böylece diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların böbreklerde neden olabileceği hasar önlenebilir. Diyabet, kronik böbrek hastalığına neden olan hastalıklar içinde ilk sırada yer almaktadır. Günümüzde diyaliz tedavisi görmekte olan hastaların yüzde 30-40’ında böbrek yetmezliğinin nedeni diyabete bağlı böbrek hasarıdır.

Uygun ilaç tedavisi, diyet ve egzersiz programı ile kan şekeri düzeyi ve kan basıncı normal sınırlarda tutularak böbrekler diyabetin olumsuz etkilerinden korunabilir. Ayrıca diyabet gelişimi riskine sahip kişilerin (kilo fazlalığı olan, az hareket eden, ailesinde diyabet bulunan vb.) yılda bir kez kan şekeri ölçümü yaptırmaları, diyabetin erken dönemde saptanmasını ve etkin olarak tedavisinin gecikmeden başlamasını sağlayabilir.

TUZ YERİNE NANE

Diyabete ek olarak hipertansiyonun da kronik böbrek hastalığına yol açan bir faktör olabileceğini belirten Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, tansiyonun yüksek seyrettikçe böbrek hastalığının ilerlemesinin hızlandığını belirterek, şunları söyledi: Dirençli hipertansiyon varlığında, buna yol açan neden kronik böbrek hastalığı olabilir. Günümüzde hipertansiyon, diyabeti olan veya olmayan bireylerde kronik böbrek hastalığı gelişimi ve ilerlemesinde oldukça etkilidir. Toplumun geneline göre kronik böbrek hastalığı olan bireylerde hipertansiyon görülme sıklığı daha yüksektir. Sağlıklı beslenme, hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı ve kalp-damar hastalıkları gelişimini önler. Sağlıklı beslenmenin en önemli kurallarından biri tuz tüketimini azaltmak. Bunun için, masada tuzluk bulundurmamak, yemekleri baharat ve bitkiler (nane, kekik vb.) ile tatlandırmak yararlı olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü bir günde alınması gereken tuz miktarının 5 gram olduğunu bildiriyor. Ancak ülkemizde günlük ortalama tuz tüketimi 18 gram civarındadır. Beslenme programında özellikle taze yiyeceklerin tercih edilmesi, konserve yiyeceklerin (sebze, baklagiller, et, balık gibi) ise tüketilmeden önce sudan geçirilmesi tuz alımının azaltılması açısından önemlidir.

HANGİ DURUMLAR BÖBREĞİ YORAR?

Bilimsel görüşe göre günlük 1.5- 2 litre su tüketilmesi sağlık için gereklidir. Araştırmacılara göre yeterli sıvı tüketimi kronik böbrek hastalığı gelişimi riskini azaltıyor. Sigara, böbrek kan akımında azalmaya neden olur. Böbrek, kan akımı azaldığında yeterince süzme yapamaz ve atık maddeler vücutta birikir. Reçetesiz vücuda alınan ilaçlar bazen kullanılan doz ve süreye bazen de hiçbir şekilde doza bağlı olmaksızın böbrek hasarı oluşturabilir. Bir veya daha fazla yüksek risk faktörüne sahipseniz yılda bir kez böbrek fonksiyonlarınızı kontrol ettirmelisiniz. Diyabetik, hipertansif, kilo fazlalığı-şişman olan, aile üyelerinden bir tanesinde böbrek hastalığı bulunan bireylerin bir uzmana başvurarak, kronik böbrek hastalığı yönünden doktorun planlayacağı tahlilleri yaptırması yararlı olur.

TEDAVİDEKİ GELİŞMELER NELER?

Diyabetik ve hipertansiyonu olan hastaların dışında ileri yaş (60 yaşından büyük), sürekli antiromatizmal veya kemoterapi ilaçları kullanan, ailesinde böbrek hastalığı olan kişilerde böbrek hastalığı gelişme riski vardır. İleri evre böbrek yetmezliği gelişen hastaların hayata tutunmalarını sağlayan diyaliz ve böbrek nakli tedavilerinde son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildi. Hastaların evlerinde periton diyalizi dışında, hemodiyaliz tedavisini de alabiliyor olması diyaliz hastasının yaşam konforunu artırmış durumda. Ayrıca gelişen nanoteknoloji sayesinde hastanın üzerinde taşıyabileceği büyüklükteki hemodiyaliz cihazı geliştirme çalışmaları oldukça ilerledi. Bunun yanında, böbrek nakli tedavisinde vericinin kan grubu uygun olmasa da başarılı böbrek nakillerinin yapılabilmesi, pek çok böbrek bekleyen hasta için umut oldu.

BÖBREK SAĞLIĞI İLE İLGİLİ ŞEHİR EFSANELERİ

Yanlış: Süt, yoğurt, peynir fazla miktarda kalsiyum alınmasına neden olur ve böbrek taşı oluşur.
Doğru: Dengeli beslenen bir kimsede vücudun ihtiyacı kadar (sağlıklı ve normal bir aktivite gösteren bir kimsenin bir su bardağı yağsız süt, bir küçük kâse yoğurt, orta kalınlıkta bir dilim peynir gibi) kalsiyum içeren gıdaların tüketilmesi taş oluşumunu önler.

Yanlış: Çay, çorba, kahve, meyve suyu da su yerine geçer.
Doğru: Çay, çorba, kahve, meyve suyu kimyasal yapıları nedeniyle suyun yerine geçmezler. Fazla miktarda tüketildikleri takdirde elektrolit bozukluğu, fazla kilo, kansızlık, diyabet gibi sorunlara yol açabilirler. Gerçek sıvı gereksinimi su ile karşılanmalıdır.

Yanlış: Hipertansiyon tanısı konduktan sonra hemen ilaca başlamak, ileriki dönemlerde ilaçlara karşı bağışıklık gelişmesine ve ilaçların böbreklere zarar vermesine neden olur.
Doğru: Hipertansiyon saptandığı andan itibaren hem yaşam tarzı değişiklikleri (sigaradan uzak durmak, tuz tüketimini kısıtlamak, kilo vermek gibi) hem de -doktor uygun görüyorsa- ilaç tedavisine başlanması gerekir. Kontrol altında tutulmayan hipertansiyon zaman içinde kalp, damar ve böbrek sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir.

BÖBREK SAĞLIĞI İÇİN EN İDEAL BESİNLER

Lahana, karnabahar, kırmızıbiber, sarımsak, soğan, elma, kızılcık, yaban mersini, ahududu, çilek, kiraz, kara üzüm, yumurta beyazı, balık ve zeytinyağıdır.

İlgili Yazılar

Başka Yazı Yok